Kıskançlık, evrensel bir duygu. Ancak bazen şirketler için öldürücü olabiliyor. Uzmanlar, yüzlerce yönetici ve organizasyon üzerinde çalışarak bu ölümcül günahın, işte oynadığı rolü yıllardır keşfetmeye çalışıyor. Bunlara göre adaletsiz yönetim, aşırı rekabet ve aşırı hırslı çalışanlar iş yerinde kıskançlığı artırıyor. Çalışanlar, en çok iş arkadaşlarının ücretini, aldığı terfiyi veya makamını kıskanıyor. Şirketler ise kıskançlık yaratacak ortamları iyileştirmeye çalışıyor. Çünkü işte kıskançlık, ciddi bir maliyet yaratıyor, verimlilik ve çalışan kaybına neden oluyor. Terfi almış iş arkadaşınızın ofisine girdiğinizde, masasında ailesiyle yeni tatil evinde çekilmiş güzel bir fotoğrafını görüyorsunuz. Konuşma sırasında arkadaşınız kravatını düzeltirken Davos'ta yapacağı konuşmanın hazırlıklarından bahsediyor. Bir taraftan onun için gerçekten mutlu oluyor ve başarısını tebrik ediyorsunuz. Ancak bir taraftan da Alpler'de ayağının kayıp bir buzul çukuruna düşmesini umuyorsunuz... Kıskançlık, yani insanların kendi istedikleri şeyleri başkalarında gördüklerinde hissettikleri sıkıntı, evrensel bir duygu. Dünyanın dört bir yanında çalışanlar, kimi zaman gıpta ederek kimi zaman kendilerini yıpratarak bu duyguyu yaşıyor. Geçtiğimiz 10 yılda birçok uzman, yüzlerce yönetici ve organizasyon üzerinde çalışarak bu ölümcül günahın iş yerinde nasıl bir rolü olduğunu keşfetmeye çalıştı. Araştırmalara göre işte kıskançlık, verimlilik ve çalışan kaybına neden oluyor. Universty of Chicago'dan Prof. Tanya Menon ile Profesör Leig Thompson, kıskançlığın hem çalışanlar hem işverenler açısından kritik bir problem olduğunu belirtiyor. Bu sorun nedeniyle ekiplerin dağıldığını, insanların iş yerindeki odağını ve motivasyonunu yitirdiklerini söylüyorlar. İş yerinde kıskançlık üzerine uzmanlaşan University of Notre Dame'da yönetim profesörü Robert P. Cecchio, "En çok kıskanılan insanlar, genellikle en gözde işleri yapanlar ve terfi alanlar oluyor" diyor.ÇALIŞMA ORTAMI ÖNEMLİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder