ad

se

12 Ağustos 2019 Pazartesi

Artan Maliyetleri Azalan Kaliteyle Karşılamak

İşletmelerin, müşteriye malı ulaştırana kadar gerçekleştirdiği faaliyetlerden dolayı ortaya çıkan, karşılaması gereken maliyetler bulunmaktadır.  Üretici için katma değer yaratmasa da ortaya satacak bir ürün oluşturmak için hammadde tedariği,üretim süreçlerinde,depolama,taşıma, emek,zaman,malzeme,yasal prosedürler,güvence, kalite,lisans,hızlandırma, bakım sağlanması gibi alınan hizmetler noktasında iyileştirebileceği ve ne yazık ki iyileştiremeyeceği tipte giderleri vardır.

Bunlar müşterilerin ödemeye razı olmadığı ve ürüne değer katmayan maliyetlerdir. Müşteri sadece sepete atacağı ambalajlı ürünü görür. Daha önce ürünü almışsa kalitesini az çok bilir, ilk defa satın alma cesaretini gösterecekse araştırmazsa umarım kalitelidir diyerek üreticiye bir şans verir.  Piyasada olmak istiyorsa bunları sıfırlama şansı da yoktur.


Her süreçte, maliyetlerin artma tehditiyle mücadele ederken bir yandan da raftaki ürünün geçmişteki fiyatlarını bilen zehir gibi hafızası olan müşterileri de kaybetmemek ve beklentilerini de karşılamak  isteyecektir. Üretici rahatça yeni deyimle güncelleme yapabilsin diye zam haberleri zaten müşteriyi bu durumlara hazırlar.  Kimi şirket başlarda kaliteden ödün vermeden doğrudan zamlarını yapar. Ancak gidişatta düzelme olmayınca giderlere zamlar geldikçe üretici gramaj azaltma, argecilere  mevcut ürünlerin içindeki hammaddelerin dandiklerini bulun ya da azaltın bir şekilde maliyetleri azaltın bunu yaparken de bizi yasaların oklarına da hedef yapmayın diyecektir. Bu arkadaşların içinde zaten çarkların nasıl döndüğünü iyi bilenler olduğundan süreç iyileştirme adı altında müdürüm şöyle bir projem var diyerek kalitenin canını okuyacak çılgınlıklara başvuracaktır. Gıda sektörünü düşünün kurdaki yüksek fiyatlar zaten piyasaya ithal ürünlerin girmesini ister istemez engelleyecektir. Çünkü müşterinin alım gücü de standartlarını düşürmeye yöneltecektir. Eski insertleri hatırlayın yabancı çikolatalar,pastalar,içecekler,markalı elektronik cihazlar artık bulundurulmuyor. Bu yüzden de kalitesizlikten kaybedeceği müşteriler olacağı gibi ithal ikame olarak ürünlerine yönelecek müşteriler de bulacaktır. Bu yöntemleri rakipler de uygulacağı için eski ürün hayallerde kalacak, insanın en güçlü özelliği adaptasyon sayesinde piyasaya kalite arttırabilecek ürünler sunana kadar kalitesi düşük ürün satışı sürecektir.

Düşük kalite aslında üretici içinde zarardır. Reçetelerle,ürün ağaçlarıyla oynandıkça satıştan da kayıp yaşanacaktır. Sürekli ürün oluşturma,revize,test,üretimdeki aksaklıklar,makinelerin eski içeriklere ayarlı olması, adaptasyonlar,başarısız ürünlerde hammaddelerin,zamanın çöp olması, müşteri şikayetleri,iadeler,tedarikçilerin istenilen malzemeyi hazırlayamaması derken bunların hepsi satıştan kayıplara sebep olacaktır. Hepsinin toplamı da marka,itibar kaybına neden olacaktır.

Bunları rahatça yapabilmelerini de denetlemenin, katı standartların sağlanma çabasının olmamasına borçlular.

Artan Maliyetler Neler Kaybettirdi?

TSE,Sağlık Bakanlığı şirketleri sıkıştırmayınca ortaya içindekiler kısmında ciddi kayıplar çıktı. Böylece lezzetlerimiz kayboldu. Bunun yanında yabancı şirketler kendi ülkelerinde sağlıklı ürün satarken bizim ülkemize tabiri caizse o ürünlerle kıyaslarsak çöp ürün satıyorlar. Özellikle anne sütü,doğal gibi iddialı kelimelerin bu çöplerin üzerinde olması gerçek üzücü bir durum

Şeker zaten oyuncu değişikliğine uğramıştı. Ayçiçek yağı bile lüks oldu acayip yağlar yerini aldı.Dini duygularla oynayarak palm yağı oldu hurma yağı
Aldığınız çikolatalı ürünlerin kakao oranını düşürüldü
Çikolataların ambalajları yeşilli filan ama antep fıstıkları tatile gitmiş,soykırıma uğramış gibi azaldı. Fıstık içeriği %8 %10 lu rakamlarda. Gramajları da azaltıldı.
Aşırı zeki çalışanın sistem önerisi ile sütlü çikolata kaplı marshmallowlu bisküvilerin üzerindeki çikolata katmanı da yok denecek kadar azaltıldı. Kimisinde eliniz çikolata bile olmuyor :) Yetmedi çapı ufaltıldı yine yetmedi adeti düşürüldü. Birçok kişi bu ürünlerden uzaklaştı.



Meyve suyu,gazlı içecekler iyice kaçılması gereken içecekler halini aldı. Daha ucuza nasıl dedikçe içerik fakirleşti
Kimi markalarda çaylar toz şeker gibi 
Meyveler,sebzeler hem pahalı hem de çürük dolu. Çürük malda para ediyor, sağlamlarla karıştırılıp indirim etiketi basıldığında bir de seçtirmiyorsa tadından yenmiyordur satan için
Cipsler koca ambalajlarıyla kargolarda kullanılan havalı poşetlere döndü. İçindekilere hiç girmiyorum. 
Baharatlar da yıllardır nasibini alıyor. Ürünlerin içine kurutulmuş ot, sap,kiremit tozu,ağaç kabuğu karıştırılıyor
Zeytinyağına rafine ayçicek, kanola, fındık,palm gibi ucuz yağlar katılıyor.
Son kullanma tarihi geçmiş,iade sucuklar yeni üretilen sucukların içine katılıp paketleniyor. Nasılsa devlet ambalaja ne kadar bunlardan koydun diye sormuyor. Kasap sucuğuna laf ediliyor ama en azından içindeki eti biliyorsun.
Sucuklar neredeyse kıyma gibi satılacak gramaj kaybı yaşanmasın diye. Bıçakla doğramak artık marifet istiyor. 
Kokuşmuş etler türlü yöntemlerle müşterilere satılıyor
Yerli ve milli sloganları atılsa da şu an GDO'lu yemlerle üretilen hayvanları onların ürünlerini tüketerek kobaylık yapılıyor. Bir kısıtlama olmadığı için verimi yüksek olduğu için yerli tohumun da kullanımı azalmakta bazı ürünlerde yok olmaktadır. 
Yerli hayvan ırkları da yeterince korunamakta Ankara keçisi bile ithal edilebilmektedir.
Salam,sosis etin artıklarını değerlendirme merkezi oldu. Neredeyse rendering yerine işe yarasın para kazanalım mantığında ürünler var.
Aynı durum piliç için de geçerli işe yaramaz yerlerden kıyma elde ediliyor. Şekil verilerek,işlemler sonrası tabaklara giriyor. Pratik, ucuz olduğu için rafların gözdesi oluyor
 Meyveli keklerin içinde birkaç üzüm,bolca portakal kabuğu resimde görünen incirler filan kayıp aranıyor durumunda ne yazık ki. Mutfakla arası olan eşlerinizin kıymetini bilmelisiniz.

Kaşar peynirlerin içine rework, iade malzemeler eritilip bolca konup paketlenip artık kaçıncı satılma şansını deniyorsa, satılmaya devam ediyor. Patates püresi,patates unu da ekleyenler var.
Tereyağlarındaki süt yağı oranları azaldı. Onlar ucuz fiyat yazınca işini düzgün yapan rekabet edemiyor. Zaten standartlarda hassasiyet yok.
Ekmekler küçüle küçüle simite,hamburger ekmeğine dönecek neredeyse
Lezzeti olmayan bakliyatlar Anadolu isimli ambalajların içinde
Beğenilmeyen alabalık deniz ve denizdeki çiftlik balıklarının kimini geçti
Kırmızı et özellikle de kuzu eti yüksek fiyatlardan kuzu çorbalık dışında çoğu kişi için alınamaz hale geldi
Sigarada ise bandrollü ürünler yerine memurun bile rahat rahat alışveriş yaptığı yerli, suriyeli kaçak sigaracılar ceplere girdi. Zararları,tartışmalara rağmen bu mal tüketiliyor ve tüketilecek çünkü kullananın bakış açısından yararlı mal sınıfında. Bunu üretmeye razı köylümüz varken pastadan düzgün pay alamıyoruz
Karışık kuruyemişlerin kalitesi düştü. İçindeki antep fıstığı,kaju,fındık,badem gittikçe azalıyor. Çoğu kişi sadece çekirdek alabiliyor.
Telefonların vergileri arttıkça, kur yükseldikçe üreticilerin alt sınıf telefonları,eski telefonları piyasayı işgal etmeye başladı. İnsanlar 2 3 yıl öncesinin telefonlarını bile alınabilir fırsat görmeye başladı. Kronik sorunlu çöp telefonlar satıldı, evlerde hurda kutularında yerini aldı.
Susamlı bisküviler, kurabiyeler susam diyetinde gibiler üstlerindeki fazlalıkları atmışlar 
Kremalı bisküvilerin arasındaki krema miktarı azalmış, krema tadı almak zorlaştı
Cam şişeler inceldikçe açarken ağız kısmından parça düşmediğinden emin olun. 

Dondurmalar pardon buzlu şeylerin kalitesi de gittikçe düşüyor. Maliyeti yüksek olanlar listelerden çıkarılıyor
Ton balıklarında parça içeren ürünler azalıyor.
Örneklerin çoğu gıda oldu ama gıda sıkı denetlenme,yaptırım olmazsa hileye en açık unsurdur. Labaratuvarlarda et üretilme aşamasına gelindiyse sınırsız yöntem bizi bekliyor.
Bit pazarlarına bakılırsa el,iş aletleri çöplüğü olduğunu göreceksiniz. Eski aletler hala aslanlar gibi çalışırken markalı diye aldığınız yeni aletlerden verim alamıyorsunuz. Eliniz tamire yatkın değilse paranız çöpü boyluyor.
Tasarruf yapacağım diye geldik bulamadık, gel şubeden kargonu al diyen yalancı kargo firmaları 
Bütün bunların üzerine çiftçi de artık tarlalarını ekmemeye,ürün planlaması da yapan olmayınca eken de şimdiki fiyata bakıp nohut para ediyor deyip hep nohut ekmeye devam ediyor. Sonuç buğday,mercimek,ayçekirdeği kısacası ne planlanmamışsa onların lezzeti önemsenmeden ithalatı yapılıyor.
En çok üzülmemiz gereken nokta yeni nesile olan sorumluluğumuzu yerine getirememiz. Sağlıklı nesil sağlıklı besinlerle olur. Çöp gıda ile ancak özel hastaneler zengin olur.