ad

se

maden faciası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
maden faciası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Kasım 2014 Pazartesi

Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Maden Kazası Nedeniyle İlgili Açıklama

Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı, Ermenek'teki maden kazasıyla ilgili, düzenlenen ön raporda; kazanın, eski imalat bölgesine yıllar içerisinde birikmiş olan suların zaman içinde basınç eşik değerini aşarak, zayıflayan topuktan çalışma alanlarında aniden su baskınına neden olmasından kaynaklandığının ifade edildiğini bildirdi.


Başsavcılıktan yapılan yazılı açıklamada, 28 Ekim 2014 tarihinde Pamuklu köyü Cenne mevkisinde Has Şekerler isimle özel şirkete ait maden ocağında su baskını sonucu 18 işçinin mahsur kalması olayıyla ilgili Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın aşaması ve yapılan işlemlerin, 31Ekim'de  kamuoyunun bilgisine sunulduğu anımsatıldı.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:
   
"Yapılan bu basın açıklamasına ek olarak; 1 Kasım 2014 günü kurtarma faaliyetlerinin halen devam etmesi nedeniyle AFAD'ın izni ve refakatimize verdiği görevli kontrolünde 3 kişilik bilirkişi heyetiyle kazanın olduğu galeriye ulaşabilen en yakın yer olan 775 kotunda gidilerek inceleme yapılmış, dosya üzerinde ve kaza yerinde yapılan incelemeler sonucu bilirkişilerce ön rapor düzenlenmiştir.
   
Düzenlenen ön raporda kazanın eski imalat bölgesine yıllar içerisinde birikmiş olan suların zaman içinde basınç eşik değerini aşarak, zayıflayan topuktan çalışma alanlarında aniden su baskınına neden olmasından kaynaklı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca soruşturma kapsamında kusuru olabileceği değerlendirilen diğer yetkili kişiler hakkında, daha önceki basın açıklamamızda belirtilen gerekçelerle CMK 109. maddesi uyarınca adli kontrol kararı talep edilmiş ve mahkemece talebimiz uygun görülmüştür. Bilirkişilerce düzenlenen rapor, ön rapordur. Olayın meydana gelmesiyle ilgili maddi gerçek, kurtarma işlemlerinin tamamen sonuçlanması sonrasında başsavcılığımızca bilirkişi refakatinde madende yapılacak incelemeler neticesinde tespit edilecektir."

14 Mayıs 2014 Çarşamba

İş Güvenliği Uzmanları Ne Kadar Cesur?

İş kazalarını ve bunlara bağlı ölümleri önlemek için sayfalar dolusu yazı hazırlamakla bunların uygulamaya geçmesi arasında zayıf bir bağ var.Doğal olarak istenilenler sineğin yağını çıkarma derdinde olan, maliyetlerle boğuşan irili,ufaklı şirketler için istenmeyen durumlara ve direnç göstermelerine yol açıyor. Zaten kalite işlerinde bile genelde bir şekilde olur yolunu bulup dosyaları onay alacak şekilde gösterip,ürünlerin durumlarının gerçekte hiç öyle olmadığını birçok şirkette görebilirsiniz. 

En basitinden çelik sektöründe malzeme sertifikalarında bolca sahtecilik yapılır.Projeleri alan ve bunları taşeronlara parça parça yaptıran şirketler en fazla 3 yıllık çelik malzeme kullanımına izin verirken bizim uyanık şirketimizin elinde malzeme sertifikası arşivi vardır.Buna göre 2000 li yıllardan kalma malzemeye benzer sertifakayı alır, taratır tarihleri 2013-2014 yaparak,uygunsuz malzemeyle parasını yeni malzeme ederinden almasına rağmen elindeki hurdayı işler,boyar bir güzel kakalar. Bazen de yeni mal alırsınız tedarikçi üşenir açar bilgisayarını elindeki eski dosyanın tarihini ayarlar size yollar bir bakarsınız herif onu size 3 yıl önce göndermiştir. Et kokmuş durumda bunu okuyan ve Kalite Mühendisi olmayı düşünenlere sakın bulaşmayın derim. Bu dosyalar sizin imzalarınızla süslenir.Siz de sorumlusunuzdur.Yapmam diyemezsiniz maaşınızı ödeyen kişi bu şekilde istiyordur. Burada ithal ya da yerli ortak bir sistem oluşturulması lazım.Aldığımız her malzemenin sertifikasına gerekli kodu girerek ulaşmamız gerekir ama böyle bir altyapı yok.Bu gerçek verilere tedarikçilerle telefon konuşmaları,mail trafiği yaşamadan işlerin daha çabuk ilerlemesini sağlar. 

İş güvenliği uzmanları da diğer departman çalışanları gibi maaşlarını çalıştığı şirketten aldığı sürece patronun da derdi cebine fazla el atılmaması olduğundan; haliyle olması gerekenleri istemesine rağmen yaptıramayacaktır.Çelik üzerine büyük ebatlı ürün üreten firmaları gezin vinçlerin üzerinde fink atan hiç bir önlemi olmayan çalışanlar varken 40-50 TL lik emniyet kemerini bile aldıramayabilirsiniz.Gerisini siz düşünün. Aldırsanız da baret takma kültürü bile yeni oluştu onu da alıştırmak için uğraş vermeniz gerekir. Bu işin ayrı boyutu benim ve bu eğitimi alan işveren olmayan herkesin görüşü: İş sağlığı ve güvenliği uzmanları ÇSGB'nın elemanı olarak çalışmalı,maaşını oranın memuru gibi bakanlıktan almalı. İşverenler kendi şirketinin iş güvenliği uzmanı olması durumu kaldırılmalı ve bakanlık ise işverenlere hizmet veriyormuş gibi bunu faturamalıdır. Böylece arkasına devlet gücünü alan uzmanımız işini doğru,düzgün ve objektif şekilde yapabilir.Yoksa istediğimiz kadar uğraşalım işsiz kalmamak, kendini riske atmamak arasında kararlarını verirken olması gerekeni değil kendine yani işine zarar vermeyecek şekilde verecektir. Bu durumda maden göçükleri,kesikler,tershanelerde kaybolan günler sonra kaybolduğu anlaşılan işçiler,tünellerde ölen,vb. birçok istenmeyen durumların yaşanmasına sebep olacaktır.

Soma'da felaketin yaşandığı bu günlerde aynı durum  maden güvenlik denetçilerinde de var. Yasa gereği her işletmede görev yapması gerken maden güvenlik denetçilerinin denetledikleri şirkketten maaş alıyorlar. Bu durumda denetim baştan şaibeli hale geliyor.

Eren Ünal
Endüstri Mühendisi

5 Nisan 2012 Perşembe

Çalışmaktan ölüyoruz


Erzurum Aşkale'de gölette donarak ölen işçiler, son birkaç yılda yaşanan iş kazalarını bir kez daha gündeme taşıdı. İşte maden göçüklerinden, çadır yangınlarına, ve baraj facialarına, yaşanan trajediler ve "insan hayatının değeri bu mu" sorusunun yanıtı.

Resmi büyütmek için tıklayın  
Sadece Mart ayında 59 kişi, Nisan ayının ilk günlerinde ise 13 işçi ekmek parası için hayatını kaybetti. Erzurum Aşkale'de gölde donarak ölenler en sonuncuları. Ama, bu istatistikler, aslında çok daha ürkütücü bir tabloyu örtemeyecek kadar küçük.

Balıkesir'de maden faciası: 13 ölü

2010 yılının Şubat ayında Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde özel bir şirketin maden ocağında grizu patlaması oldu. Günlerce madene ulaşılamadı. 13 işçi hayatını kaybetti. Şirketin lisansı sadece altı aylığına feshedildi.

Zonguldak'ta maden faciası 30 madenci "güzel öldüğü" ile kaldı

Yine 2010 yılının Mayıs ayında, bu kez Zonguldak'taki Karadon madenindeki grizu patlamasında 30 madenci hayatını kaybetti. Başbakan erdoğan'ın, "Bu işin kaderinde var" demesi ve dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in "Güzel öldüler" sözleri kaldı akıllarda.

                                               Resmi büyütmek için tıklayın


Elbistan'da maden göçüğü: 9 işçiden haber yok 

2011 Şubatında, Kahramanmaraş'da Elbistan Termik Santralı için kömür çıkaran Çöllolar Maden Sahasının 10 kilometrelik bölümde  iki kere ard arda göçük faciası yaşandı. 9 işçiden haftalarca haber alınamadı. Madeni işleten şirket, 2011 Ağustos ayında "İş yokluğundan" 228 işçiyi  işten çıkardı ve olay yerine işçilerin hatırasına bir anıt dikmeyi önerdi.

Adana'da Baraj kapağı patladı: 5 işçi öldü, 5 işçi hala kayıp

2012'nin başında Türkiye soğuk hava ve karla mücadele ederken, Göksu nehri üzerindeki barajın kapaklarından biri patladı. Kozan ilçesindeki akıl almaz iş kazasına müdahale etmeye çalışan 5 işçi olay yerinde öldü. Sulara kapılan 5 işçinin cesedi hala bulunamadı.

İstanbul'da AVM inşaatında 11 işçi çadırda yanarak öldü

Mart ayında kötü haber bu kez residance ve alışveriş merkezi inşaatlarının kışa rağmen hız kesmediği İstanbul'dan geldi. Aralarında Van'daki depremden sonra çalışmak için İstanbul'a gelenlerin de bulunduğu 11 işçi, buz gibi geceyi geçirdiği bir çadırda çıkan yangında hayatını kaybetti. İş yeri bir süre için mühürlendi ve hükümet iş güvenliği yasası için iki sene sonra düğmeye bastı.

Eskişehir'de Maden Göçüğü: 4 işçi öldü

Nisan ayına özelleşen maden ocaklarındaki ölümlerle girdik. Eskişehir'in Mihalıççık ilçesindeki madende, 2 Nisan pazartesi günü meydana gelen göçükte 4 işçi hayatını kaybetti.

Erzurum'da gölette Ölüm: 5 TEDAŞ işçisi yalvararak öldüler

Ve en sonuncusu... Erzurum Aşkale'de, HES baraj gölünün ortasında kalan elektrik direğini tamir etmek için deniz bisikletiyle göle açılan 5 TEDAŞ işçisi, bisiklet alabora olunca suya düştü ve işçiler, kameraların gözü önünde saatlerce buzlara tutunarak yardım bekledi. Helikopter kalkmadı, yardım bir türlü ulaştırılmadı. 5 kişi dondurucu soğukta, buzların arasında, yardım için bağırarak can verdi. 

Yorum: 1 Mayıs'a yaklaştıkça her geçen gün işçilerimiz kötü çalışma koşullarında, gözünü para hırsı bürümüş işverenlerin ihmalleri yüzünden canlarını ya da sağlığını kaybediyor.İnsan hayatınının önemi kaç yıl geçse de kavranamadı.
Tuzla'da onlarca çalışanımız hayatını kaybetti ve iş güvenliği uzmanları bile bilmiyor neden öldüğünü .İş güvenliği çoğu yerde sırf yapılmış göstermek için yapılırsa, basit bir sunum işçilere izletilerek, işçilerimize gerekli uyarılar yapıldı denerek,işin içinden sıyrılınırsa daha çok bu tür olaylar olur.Çok ciddi yaptırımlar ve cezaların gelmesi lazım,bundan önce işçinin işini kaybetme korkusu yüzünden bu tür tehlikeli durumlara razı olmasının engellenmesi lazım.İşveren her türlü dediğini kovarım kozunu kullanarak yaptırabiliyor.
Daha caydırıcı kanunlar çıksa da denetleme ve bu tür olaylarla gündeme gelen işverenin canı yanmadıkça kısır döngü gibi bu olaylar devam eder durur.
Bir sürü mühendisimiz iş arıyor iş sağlığı ve güvenliği uzmanı sayısı arttırılıp denetimleri gölge müşteri gibi, anlık baskın gibi uygulamalarla şirketleri denetlerse bu tür olaylar inanın çok azalır. 
Maliyet minimizasyonu insan hayatını da minimize ediyorsa biz de olduğu gibi o elde edilen para olmaz olsun. Bu paradan mutlu olanlar da görebiliyorsa hayrını görsünler....
Bu arada bu işi hakkıyla yapan şirketlerimiz de var. Benim dikkatimi çeken büyük bir şirketin birinde işçilerin güvenlik ekipmanlarını sıcakta giyilmiyor,kalın,rahat çalışamıyorum diyerek giymemesi,konulan uyarı tabelalarını bilmesine rağmen uymaması,sigara izmaritlerini olmadık yerlere atması,aslında durum trafik kurallarındakinden farksız ihmal ölümlere yol açabiliyor.Her iki tarafında bir an önce bilinçlenmesi gerekiyor.

Eren Ünal
Endüstri Mühendisi