ad

se

30 Mart 2016 Çarşamba

Hayat İyiler İçin Çok Kısa

Zaten önceki konularımda ruh halimin kötü olduğunu anlatmıştım. Şimdi de çok iyi bir insanı gerçek anlamda kaybettik. Hala inanamıyoruz. Öldü. 3. Parti Lojistik firmasında çalışan ve bizim lojistikle birlikte yan odamızda sıkça konuştuğumuz melek gibi 23. yaşında gencecik insana bugün tır çarptığını, ölenin büyük ihtimal o olduğunu söylediler. Kesin emin değildi işlek yol olduğundan, üzeri şu lanet olası gazete ile örtme ritüeliyle kapatıldığından servisle gelenlerden duyduk.İşe 10-15 dk erken gelen adam gelmeyince iyice şüphelendik. Olay yerine bakmaya gidenlerden haber bekledik. Cesaret edemedim gitmeye... Giden arkadaşlar morga kadar girip, teşhiş etmeye çalışmışlar. İri yarı bir arkadaş olduğundan tırın önündeki havalandırma mazgallarında izi varmış,parçalamış. Olay yerine toprak atmışlar, kıpkırmızı toprak... Sabah 04.45'te olmuş olay, her zaman üst geçidi kullanan insan, bu sefer kullanmıyor. Sabah erken işe gideceğim demiş babasına bugün 14.00 deki toplantıya hazırlanacağını söyleyip,o saatlerde servis zaten yok, Yanında ne telefonu var,  2 tane taşır ne de laptop, hiçbir şey olmadan o saatte o yolda. Gideceği açık bir yer bile yok.


Herkes sabah saatlerce kendine gelemedi, daha dün gördüğüm adam yok. Sessiz, kimseye zararı olmayan, arkasından bir tane kötü söyleyecek biri olmayan bir arkadaşımdı. Daha dün canım sıkıldığından ona takılmıştım, keyifsiz, durgundu,dalgındı ama, normalde de neşeli olmadığından, neşesini dışa vurmadığından anlayamadık. O saat,üzerinde telefon olmaması düşünmek istemediğimiz ihtimalden başka bir şey getirmiyor aklıma. Onu yapmaz dindar bir insandı. Genelde iş bu tür duyguları uzaklaştırırdı ama artık işe yaramıyor. Sevdiğin insandan ayrılma, arkadaşının vefat etmesi cidden kolayca silinecek acılar değil. Kaybettiklerimiz hep erken gidiyor, gereksiz insanlar yaşıyor. Yapacak bir şey yok hayat bir sahne, rolümüz kadar oyunda perde kapanana kadar oynuyoruz. Ama kötü insanlar en son öldüğü gerçeği hayatta da önümüze çıkıyor. Akrabam ölse belki bu kadar kötü olmazdım. Bir de annesine söyleyememişler kalp krizi geçirir diye. O annenin o halini düşündüm,kendi annemin böyle bir haberi aldığını düşündüm iyice kötü oldum.  Mali müşavir olmaya çalışıyordu, Stajını bizim şirkette yapsam olur mu derken... Blog günlüğe döndü. Bilmiyorum yazınca da bir şey değişmiyor ama yapacak bir şey yok.  Hayatı tırları ayarlamak,şoförlerle mücadele eden insanın bu şekilde tır çarpmasıyla ölmesi daha da çok koyuyor. Hayatın devam ettiğini,işlerin yürümesi için yerine geceye bakan arkadaş arandı apar  topar getirilmesiyle bir kez daha anladım. İlk çocukken anlamıştım, onu anlatmak istemem. Allah rahmet eylesin.Mekanı cennet olsun... Şimdi cenaze namazı kılınıyor. Süreç bu kadar hızlı :(

28 Mart 2016 Pazartesi

İstifa Edene İşsizlik Maaşı Hakkı Gündeme Geldi

İşsizlik maaşını almanın kolaylaştırılması ve rakamın yükseltilmesine yönelik çalışmalar devam ediyor. Maaş alınabilmesi için 120 gün olan prim ödeme zorunluluğu 30 güne inecek. Ayrıca işsizlik maaşı alabilmek için ‘işten atılma zorunluluğu’ da kaldırılıyor.

Star gazetesinin haberine göre, Türkiye İş Kurumu'nun (İŞKUR) son yapılan Genel Kurulu'nda işsizlik maaşına yönelik bazı düzenlemelere gidilmesi kararı alındı. Bu kapsamda öncelikli olarak işsizlik maaşından yararlanma koşulları kolaylaştırılacak. İŞKUR'un uzun süredir üzerinde durduğu çalışmaya göre işsizlik sigortasından faydalanabilmek için 120 gün olan prim ödeme zorunluluğunun 30 güne indirilmesi, kendi kusuru dışında işten çıkarılma şartının kaldırılması, 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödenmesi şartının ise 100 güne indirilmesi gibi düzenlemeler üzerinde duruluyor. Star'ın haberine göre, işsizlik ödeneği miktarı sigortalının son 4 ay içindeki sigorta primine esas kazançları dikkate alınarak hesaplanıyor. İşsizlik maaşı almanın kolaylaştırılmasının yanı sıra yılbaşından itibaren 658-1.316 lira olan işsizlik maaşı ödeneği miktarının da kademeli olarak artırılması formülü üzerinde duruluyor.

MESLEĞE DÖNÜŞMEMELİ
Konuyla ilgili farklı formüllerin çalışıldığını belirten Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı kaynakları, hükümetin talebinin beklendiğini ifade ediyor. Sosyal güvenlik uzmanları işsizlik maaşının üst sınırının öncelikli olarak 1.500 liraya sonrasında ise 2 bin liraya kadar çıkarılabileceğini ifade ediyor. Mevcut sistemde özel sektörde ne kadar maaş alırsa alsın işsiz kalması halinde kişinin eline brüt asgari ücretin yüzde 80'inden fazla para geçmiyor. Çalışmalarda işsizlik maaşının mesleğe dönüşmemesi üzerinde de duruluyor.

İŞKUR'UN RAPORUNA GİRDİ
İşsizlik maaşının artırılması ve daha kolay alınabilmesine yönelik çalışma İŞKUR'un raporuna da yansımış durumda. Kasım 2015'te yapılan 8. Genel Kurulda sosyal taraf ve kamu temsilcilerden oluşan komisyonca belirlenen önerilerden oluşan 2015 yılı faaliyet raporunda konuyla ilgili değerlendirmeler yer alıyor. Raporda konuyla ilgili olarak “İşsizlik ödeneğinden yararlanma koşulları kolaylaştırılmalı, ödenek süresi ve miktarı, prim ödeme süreleri ve ödenen primlerle doğru orantılı olarak artırılmalıdır. İşsizlik sigortası prim oranı tüm kesimlerde oransal olarak düşürülmelidir. İşsizlik ödeneği alanların işe dönüş süreleri kurumsal desteklerle kısaltılmalıdır” tespitleri yer alıyor.

PRİME GÖRE İŞSİZLİK MAAŞI
Maliye Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı'nın da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli yürüttüğü çalışmaya göre yeni sistemde işsizlik maaşının kişi adına yatan prime göre tespit edilecek. Özel sektörde yüksek maaşla çalışan birisinin daha fazla işsizlik maaşı alabilmesinin önünün açılabileceği ifade ediliyor. İşsizlik maaşı 10 aya varan sürelerle ödeniyor. İşsizlik sigortası hizmetlerinden yararlanabilmenin mevcut uygulamaya göre bazı koşulları bulunuyor. 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa göre, işsizlik sigortası kapsamında bir işyerinde çalışırken kişinin çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, kendi istek ve kusuru dışında işini kaybetmesi gerekiyor.

3 YIL ÜST ÜSTE ZARAR EDENE MALİYE'DEN UYARI
Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı zarar beyan eden mükelleflerin peşine düştü.GİB tarafından üç yıl üst üste zarar beyan eden işletmelere mektup gönderilmeye başlandı. Vergisini zamanında ödemeyen mükellefler hakkında gerekli işlemlerin yapılacağı ifade edilen GİB'in uyarı yazısında, “Kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde yapılan risk analizi çalışmaları neticesinde 2012, 2013 ve 2014 vergilendirme dönemlerinin tamamında zarar beyanında bulunduğunuz anlaşılmakta olup bu mektup, söz konusu durum hakkında bilgilendirilmeniz amacıyla tarafınıza gönderilmiştir. 2015 yılı kazançlarınıza ilişkin vereceğiniz kurumlar vergisi beyannamesi ile bu beyannamede göstereceğiniz kazanç üzerinden ödeyeceğiniz vergiden dolayı şimdiden teşekkür eder bol kazanç ve başarılar dileriz” denildi.

SOSYAL GÜVENLİK DENETMENLERİNDEN ÖZLÜK HAKKI TALEBİ
Sosyal Güvenlik Kurumu'nda (SGK) denetimlerin yüzde 75'ine yakınını gerçekleştiren Sosyal Güvenlik Denetmenleri özlük haklarında iyileşme bekliyor. SGK tarafından yapılan açıklamalara göre kayıtdışı istihdamın Türkiye için yıllık maliyeti yaklaşık 30 milyar TL. Bu rakam, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun 2015 yılı için öngördüğü bütçe açığının oldukça üzerinde. Kayıt dışılığın azalmasında Sosyal Güvenlik Denetmenleri önemli görevler üstleniyor. Sosyal Güvenlik Kurumu 2011 yılından bu yana KPSS (A) Kariyer şartları ile mesleğe özel yarışma ile 1.300 civarı Sosyal Güvenlik Denetmen Yardımcısı aldı. Yüzde 50 si yüksek lisans ve doktora mezunu/öğrenimi devam eden, yaş ortalaması 33 olan bu meslek mensuplarından yaklaşık 700 kişisi özlük haklarının zayıflığından ötürü başka kurumlara geçti. Bu durumun düzeltilmediği takdirde maalesef kan kaybının devam edeceği belirtiliyor.
Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/istifa-edene-maas-hakki-iddiasi-gundeme-geldi-40076648 

18 Mart 2016 Cuma

İçim Yanmış Fabrika Enkazı Gibi...

Blog benim olduğuna göre kategori dışında konularda açabilirim.  Şu an yanan fabrikamızın enkazını alan firma, sürekli daha derine değerli bir madeni madde bulabilmek için iş makinalarıyla enkazı deşip duruyor. Dünkü yaşadığım durumla enkaza döndüm. Benim de içimi deşen tarif edemediğim bir sürü şey var ve deşildikçe içim acıyor. Yangın içten içe günlerce sürer ya dıştan söndürülse de... Bulunacak değerli bir şey de yok. 

Hayatta en büyük sorunlardan biri yer sorunudur. Şimdi onu yaşıyorum. Karşımdakinde artık yerim yok. Resmen yer olmadığından depo önünde depoya alınmayı bekleyen bir nesne gibi, boşlukta kalmış gibiyim. Yıllarca farklı sektörlerde bulununca benzetmelerim de iş üzerineymiş gibi oluyor. Bir de blogun ruhuna aykırı olmamış oluyor. Niye yazdım onu da bilmiyorum ama yazdım işte. Bu arada Uykusuz dergisinin takviminde Mart ayı için düşen yaprağa bakın. Resmen paramparçayım. Nasıl uyumlu  ruh halimle değil mi???