Lojistik Mühendisliği; müşterin tüm (genel ve özel) gereksinimlerini karşılamak, verimli ve etkili bir iş akışını yaratmak ve lojistik performansı iyileştirmek maksadıyla, istenen hizmet seviyesinde, uygun maliyette ve yüksek kalitede yenilikçi çözümler tasarlayarak; talep, satın alma, son ürün, dağıtım, depolama, ulaştırma, bakım ve organizasyon vb. gibi alt bileşen ve süreçlere ilişkin matematiksel ve teknik işlemler yapan mühendislik biliminin bir alt disiplin alanı ve branşıdır.
Diğer bir ifade ile, ürünlerin, hizmetlerin, kaynakların ve bilgilerin başlangıç noktası ile bitiş noktası arasındaki akışını sağlayan tüm aktörlere ilişkin; “güvenirlik”, “bakım yapılabilirlik”, “sürdürülebilirlik” ve “kullanılabilirlik (elverişlilik)” ile sistemin toplam güvenirliğini ortaya koyan süreçlere yönelik, bir mühendislik bilimi ve sanatıdır.
Lojistik mühendisliği, kendi disiplin ve çalışma alanı içerisinde hizmet, teknik, analitik, matematik ve yönetsel becerileri bir araya getirir. Bir araya gelme ile oluşan bu birliktelik, tedarik zincirindeki tüm akışın etkili ve verimli olması için envanter, üretim, satış, yönetim ve personel vb. gibi tüm konuları kontrol eden bir mekanizma oluşturur. Bu mekanizma becerilere dayalı bilimsel bir tekniğin varlığını ortaya koyar. Aynı zamanda da bu birliktelik, lojistik sektöre teknik deneyimini, becerilerini ve yeteneklerini kullanarak mühendislik desteği sağlar.
Lojistik mühendisliği, bir işletmenin lojistik ve tedarik zincirine yönelik iş süreçlerini, fonksiyonlarını ve bileşenlerini tüm yönleri ile ele alır. Hammadde, yarı mamul, mamul ve malzemeleri denetler, kalitesini düzenler ve sevkiyat hızını artırır. Aynı zamanda bu disiplin alanı tüm süreçleri izleyerek ve durumsal haberdarlığını sağlayarak iş süreçlerini, müşterileri, çalışanları ve liderleri geliştirir. Bu nedenle lojistik mühendisliği, müşteri ihtiyaçlarını karşılanmak için gerekli olan bir faaliyetin veya sürecin her aşamasını denetler ve destekler.
Bu denetim ve destek görevlerinin verimli bir şekilde yerine getirilebilmesi için, simülasyon, modelleme, kalite güvencesi, strateji yönetimi, araştırma metodolojisi, endüstri mühendisliği ve tedarik zinciri yönetimi lojistik mühendisliği alanı içerisinde entegre edilmiştir. Bu entegrasyon aynı zamanda; satın alma, bakım, ulaştırma ve dağıtım vb. gibi lojistiğin fonksiyon alanlarını güçlü bir şekilde destekler. Ayrıca maliyet etkin bir hizmet performansı sağlar. Analitik modeller ve bilgisayar simülasyonları ise, bu hizmet performansını artırmada yardımcı olur.
Lojistik mühendisliği, ağırlıklı olarak lojistik problemleri çözmek için, mühendislik yöntemlerinin ve uygulamalarını kullanır. Bu nedenle disiplinler arası bir bilim olma özelliğini beraberinde taşır.
Disiplinler arası bir bilim dalı olan lojistik mühendisliği, lojistik desteğin temel ilkelerini ve yaklaşımlarını ortaya koyarken, sürecin teknik, kavramsal, bilimsel ve ilgili mühendislik prensiplerini bir araya getirir. Bu bileşimin başlangıçtan bitişe kadar olan sınırları şöyle çizilmiştir; ihtiyaç tespiti, konsept, entegre lojistik destek, sistem analizi, sistem tasarımı ve sistem geliştirme, test ve değerlendirme, üretim ve işletme, destek, bakım, onarım, envanterden çıkarma ve geri dönüşüm şeklindedir.
Lojistik mühendisliği, bu sınırlar içerisinde kendi alt disiplin alanlarını tanımlar ve sistem ile ekipmanlar için gerekli olan alt yapıyı (bakım, personel, eğitim, tesis, destek ekipmanı, doküman, yedek parça, tedarik zinciri, veri ve bilgi desteği vb.) sağlar.
Bu bağlamda lojistik mühendisliği oldukça geniş yetenek ve becerilere sahip bir disiplin alanı olma özelliğini mühendislik alanları içerisinde güçlü bir şekilde korur. Bu beceri ve yeteneklere dayalı olarak lojistik mühendisliğinin iş dünyasına sağladığı katkılar ve değerlerden bir kaçı müteakip maddelere çıkarılmıştır;
Daha yüksek kaliteli, daha düşük maliyetli ürün ve hizmeti için toplam entegre tasarımlar geliştirir ve hizmet seviyesini yükseltir,
Operasyon güvenliğini artırır ve bakım maliyetlerini düşürür,
Tüm süreçlerin, fonksiyonların ve bileşenlerin düzgün işlemesini ve uygulanmasını sağlar,
Müşteri güvenini ve müşteri memnuniyetini artırır,
Bakımın planlanmasını sağlar, sorun giderir, arıza oranlarını düşürür, hızlı, doğru ve tam zamanlı bir bakım ve onarım imkanı sağlar,
Modern teknoloji kullanımına olanak tanır,
Üretim ve hizmet sürecini geliştirir ve maliyetleri düşürür,
Üretim ve hizmet elverişliliğini, güvenirliliğini ve sürdürülebilirliğini artırır,
Lojistik hizmetler sürecini rasyonalize eder ve bütçede tasarrufu sağlar.
Lojistik mühendisliği, lojistiğin bakım fonksiyonu alanında yer alan akıllı sistemlere, sistemlere, araçlara, makinelere ve malzemelere yönelik olarak; Ortalama Arızalar Arası Süre (Mean Time Between Failures “MTBF”), Ortalama Arızalanma Süresi (Mean Time to Failure “MTTF”), Ortalama Onarım Süresi (Mean Time to Repair “MTTR”), Hata Modları ve Etkileri Analizleri (Failure Mode and Effects Analysis “FMEA”) vb. gibi karmaşık elemanları göz önüne alarak matematiksel modelleri kullanarak çalışır. Diğer yandan çözüm ve yeni uygulamalar üretmek ve geliştirmek için, matematiksel prensiplere dayalı nitel ve nicel analizler ile tümden gelim uygulamalarını ortaya koyar.
Bu uygulamaların ön önemlisi desteklenebilirlik analizidir. Lojistik mühendisliği her hangi bir sistemin performans gereksinimlerini, lojistik gereksinimlerini, sistemin diğer gereksinimlerini ve toplam maliyetlerini optimize etmek için, desteklenebilirlik analizlerini o sistemin ömür devri boyunca yapar.
Lojistik mühendisliğinin ana çalışma alanları; sistem tasarımı, sistem bileşenleri, onarım yeteneği, eğitim, yedek parça stoku, talep tahmini, satın alma, depo, dağıtım noktaları ve taşıma metotları, vb. gibidir. Bu alanların işletme veya firma açısından kabul edilebilir bir toplam maliyetle uygulanabilirliğini sağlamak lojistik mühendisliğinin ana görevlerindendir.
Bu ana çalışma ve görev alanları içerisinde lojistik mühendisliği, bir operasyona ilişkin tüm alt bileşenler ile alt sistemlerin güvenirliğini dikkate alarak ona uygun sistemleri tasarlar. Zira bir alt sistem veya bileşendeki düşük güvenirlik oranı, toplam lojistik sistem performansını düşürmekte ve operasyon verimliliğini ve etkililiğini olumsuz yönde etkilemektedir.
Lojistik mühendisliğinin diğer bir ana görevi ise, tedarik zincirinde ve lojistikte değer yaratmak, performansı yükseltmek, maliyet tasarrufu sağlamak ve rekabetçi bir araç haline gelmelerini sağlamaktır. Diğer yandan da dağıtım ve ulaştırma ağı tasarımı ile depo verimliliği üzerinde de oldukça önemli görevler yerine getirirler.
Kaynak:http://www.lojistikci.com